5 ARALIK TÜRK KADININA SEÇME VE SEÇİLME HAKKI VERİLMESİ
KADIN HAKLARI GÜNÜ
Kayseri Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Safiye Yigen;
Bugün Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türk kadınlarına siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkı tanıyan Anayasa değişikliği teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilişinin 86. yıl dönümüdür.
Mustafa Kemal Atatürk 1925’de Kastamonu’da yaptığı konuşma şöyle der: “…Toplumu kalkındırmak istiyorsak izlememiz gereken daha etkili ve etkin bir yol vardır. O da Türk kadınını çalışmalarımıza ortak etmek hayatınızı onunla birlikte yürütmek kadını bilimsel toplumsal ekonomik ve hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve koruyucu yapmakla olur…” bu beyanla kadın-erkek eşitliğini açıkça ortaya koyan Atatürk, Birleşmiş Milletlerin 20 yıl sonra kabul ettiği İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 1. ve 2. maddelerin de ifade edilen ilkeleri çok daha önce dile getirmiştir. Aynı şekilde Mustafa Kemal Atatürk’ün öncesinde ki çoğu konuşmasında ve nutukların da hep bahsettiği gibi Türk kadınının, Türkiye Cumhuriyeti için ne denli önemli bir varlık olduğuna inanarak ve Türk kadının devlet işlerine karışmayan bir süs gibi köşeye atılmasını desteklemeyen düşünce yapısıyla hareketle; Kastamonu’daki konuşmasından bir yıl sonra 1926 yılında Medeni Kanunu’nun kabulü ile kadına erkekle eşit haklar verilmiş, sonrasında Türk kadınına yönelik temsil hakkına ilişkin ilk düzenleme 3 Nisan 1930 tarihinde Belediyeler Kanunu ile yapılmış ve kadınlara yerel seçimlere katılma hakkı sağlanmıştır. Bu önemli atılım o dönemde daha kapsamlı bir devrimin ilk aşaması olarak değerlendirilmiştir. Bu devrim Anayasanın 10.ve 11. Maddesinde yapılan bir düzenleme ile 22 yaşını bitiren her Türk kadınına seçme ve 30 yaşını bitiren her kadına milletvekili seçilme hakkı verildi. Türk kadını bu anayasal hakkını pek çok Avrupa ülkesinden önce almıştır. Fransa 1945, Belçika 1946, İsviçre 1947’de kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımışken; Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakkı pek çok Avrupa ülkesinden önce tanınmıştır. Türkiye’de kadınlara milletvekili olma hakkının tanınmasının ardından 8 Şubat 1935 yılında yapılan seçimde meclise 18 kadın milletvekili olarak girmiştir. Bu temsil oranı ile o dönem dünyada 2. sırada yer alınmıştır.
Kadınların iş hayatında, siyasi hayata ve akademik hatta var oldukça Türk toplumu olarak ne denli başarılı olacağımızı fark eden Mustafa Kemal Atatürk İlkeleri ışığında kadın-erkek eşitliğinin fazlasıyla sağlanarak daha çok kadının çalışmasına, üretmesine, akademik siyasi ve iş hayatında daha fazla ve kaliteli işler yapmasına olanak sağlanmalıdır. Zira Mustafa Kemal Atatürk’ün, Cumhuriyet’in ilanından 9 ay önce Şubat 1923 yılında yaptığı konuşma da söylediği gibi “…bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi kadınlara karşı gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı sosyal toplumun bir organı faaliyette bulunurken diğer organı işlemezse o sosyal toplum felçlidir…” sözleriyle Mustafa Kemal Atatürk’ün neredeyse bir asır önce benimsemiş olduğu ilkeler ışığında kadının sosyal hayatta daha fazla görev alması üretmesi adına gereken tüm çalışmaların yapılması kadın-erkek eşitliğinin sağlanması kadın istihdamını arttıracak bir dizi yasa çıkartılması gerekmektedir. Bu yasaların çıkarılmasında meclisteki kadın milletvekili sayısının daha etkin olması gerekmektedir
Neredeyse bir asır önce ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirilen bu tür devrimler Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği için çok önem taşımaktadır. Türk Kadınına duyduğu sınırsız güvenle, batı uygarlıklarının önünde haklar tanıyan, kadın haklarının Cumhuriyetle birlikte ivme kazanmasının en büyük savunucusu olan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e sonsuz teşekkürlerimizi sunuyor, açtığı yolda hiç durmadan yürüyerek, hak ve özgürlüklerimize sonuna kadar sahip çağımıza söz veriyoruz.(kurum haberi)