Psikolog Sevim Buzkan Ertuğrul: “Pandemi süreci, kişilik bozukluğu olan bireylerde eksi yönde etki oluşturdu”
- “Pandemi toplumun alışık olmadığı bir durumdu”
Acıbadem Kayseri Hastanesi Psikologu Sevim Buzkan Ertuğrul, “Pandemi süreci, kişilik bozukluğu olan bireylerde eksi yönde etki oluşturdu” dedi.
Kadınlarda şiddetin etkisinin daha uzun sürdüğünü söyleyen Acıbadem Kayseri Hastanesi Psikologu Sevim Buzkan Ertuğrul, “Son günlerde şiddet olaylarında, özelikle kadına yönelik psikolojik ve fizyolojik şiddet olaylarında ciddi anlamda bir artış var. Bu bize toplumdaki psikolojik sağlığın aslında giderek bozulduğunu ifade ediyor. Bu bozulmanın da şiddet olarak kendini gösterdiğini görüyoruz biz. O yüzden bunlara müdahale edilmeli, toplum bunun hakkında daha fazla bilgilendirilmeli ki en az zararla bu işin içinden çıkabilelim. Öncelikle kadına yönelik şiddet nedir? Nasıl olur? Neden olur? Buna maruz kalan kişi ve uygulayan kişi nasıldır? Bunları konuşmak lazım. Kadına yönelik şiddet, erkek tarafından uygulanan psikolojik ve fizyolojik olarak ikiye ayrılır. Psikolojik şiddet daha ziyade kişilik yapısına hakaret, hor görme ve özgüven eksikliğine sebep olabilmekte. Fizyolojik şiddet de bunun fiziksel olarak, erkek tarafından kendini tatmin etmesiyle, kontrol altına alınmasıyla alakalı bir durumdur. İki tarafta da kadın oldukça psikolojik anlamda da fizyolojik anlamda da sıkıntılar yaşar. Gördüğü darpla birlikte fiziksel anlamda yaşadığı sıkıntılardan yana psikolojik anlamda da yaşadığı sıkıntılar çok daha uzun vadelidir. Psikolojik bozukluk olarak kendini gösterebilir. Travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, panik ataklar, kaygı bozuklukları çok ciddi bağlamda kişilik bozukluklarına sebep olabilir” dedi.
Pandeminin çevresel faktör olarak toplumu etkilediğini ve şiddetin arttığını söyleyen Sevim Buzkan Ertuğrul, sözlerine şu şekilde devam etti:
"Özellikle erkeklerin şiddet uygulamasındaki en önemli sebep, kendilerini ifade edememeleridir. Kendini nasıl ifade edeceğini bilemeyen erkek şiddete başvurur ve kadını şiddetle birlikte kontrol altına alabileceğini düşünür. Kendini tatmin eder. Her şiddet gösteren kişiliğin altında psikolojik bozukluk illa ki yatar. Bunda genetik ve çevresel faktörler oldukça etkilidir. Çevresel faktörlerden bahsedersek, pandemi bir çevresel faktördür. Bizim ve toplumun alışık olmadığı bir durumdu bu durum. Aileler çok birlikte vakit geçirmek zorunda kaldılar ve sabahtan akşama kadar karı koca ve çocuk birlikte daha çok zaman geçirdiler. Bunu artı tarafta kullanan aileler var ama eksi tarafta kullananlar da oldukça fazla. Kadının ve erkeğin düzeni bozuldu ve bozulan düzenle beraber tartışmalar ciddi manada artar hale geldi. Bundan da en çok etkilenenler kadın ve erkekle birlikte çocuklar oldu aslında. Çocuklar bunun üzerinde anne babayı kavga ederken gördüler ve şahit oldukları için psikolojileri de oldukça bozuldu. O yüzden pandemi sürecinin kontrollü normalleşmesindeyiz ama hala geri bildirim alıyoruz aile içi şiddetle alakalı.”
Şiddetin aniden değil fark edilir şekilde ortaya çıkacağını ve destek alınması gerektiğini söyleyen Ertuğrul, “Stres en önemli en önemli faktör. Geçimsizlik, maddi anlamdaki problemler, maddi anlamdaki sıkıntılar erkekleri oldukça sıkıntıya sokar hale geldi ve bununla birlikte geçimsizlikler ciddi manada arttı. Erkeklerde var olan bazı psikolojik bozukluklar olabilir. Bunlar kişilik bozukluklarının yanı sıra psikotik bozukluklar olabilir. Kişi kendini mutlaka öncesinden fark ettirir, şiddet bir anda ortaya çıkmaz. Mutlaka karakter, kişilik ve hayatın devamlılığı bazında problemleri vardır kişinin ve sonrasında bu durum şiddete döner. Şunu demek istiyorum, birinde farklılık hissediyorsanız mutlaka bu kişiye bir geri bildirim verin. Mutlaka bir uzmandan destek alın. Şiddete dönmeden ne kadar küçük müdahale edersek bu problemlere, o kadar toparlanır hale geliriz. Kadın maruz kalan kişi olduğu için, daha sıkıntılı hale geliyor ve çocuğa bakımda da problem yaşanır hale geliyor. Kadınla çocuk birlikte etkilenir hale geliyorlar. O yüzden şiddet gören kadının da mutlaka destek alması gerekiyor ve toplum tarafından da destek sağlanmalı. Hukuksal yaptırımlar arttırılmalı ve devletin şiddet gören kadınlara yönelik uygulamalarının daha ciddi manada anlamlaştırılması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.(İHA) -