MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ersoy: "Milletin iradesini devletin idaresine dönüştürmenin mücadelesini veriyoruz"

MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ersoy:

MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ersoy: "Milletin iradesini devletin idaresine dönüştürmenin mücadelesini veriyoruz"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin talimatıyla başlatılan ’Adım Adım 2023, İl İl Anadolu’ programı Kayseri’de yapıldı. Programda konuşan MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy; "Biz milletin iradesinden kopmadan milletin iradesiyle devleti bütünleştiren milli devletin mücadelesini veriyoruz. Milletin iradesini devletin idaresine dönüştürmenin mücadelesini veriyoruz" dedi.
MHP Kayseri İl Teşkilatı tarafından düzenlenen ’Adım Adım 2023, İl İl Anadolu’ programı saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Programda konuşan MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy; ülkedeki problemleri bildiklerini ve bu problemleri de çözecek olanın Cumhur İttifakı olduğunu ifade ederek; "Bugün lokantacıların problemi var mı diye sorsak biliyoruz ki problemler var. Esnafın durumu nasıl desek, bir takım problemler var denilecek. Ekonomik olarak problemleri biliyoruz. Bu problemleri çözecek olan iktidar, mevcut iktidar yani Cumhur İttifakıdır. Bunu da biliyoruz. Ancak çeşitli algılarla sanki Türkiye başka bir yere doğru gidiyor, sanki Türkiye’de her şey o kadar kötü yönetiliyor ki ’biran önce erken seçim yapılmalı’ diye çığırtkanlık yapan grup var. Tamam bunlara tepki gösteriyorsunuz, sandık istiyorsunuz. Defalarca sandık geldi, milletimiz oy verdi. Ancak milletimizin kabul ettiği cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine de bazıları diyor ki ’bu sistem çok ucube sistem, tutmadı’ gibi şeyler söyleyerek algı yapmaya çalışıyorlar. Bu sistem tuttu. Bunların sıkıntısı şu; bugün Türkiye’de terörle mücadele inanılmaz etkin bir şekilde yapılıyor. Bugün yurt içinde neredeyse terörist sayısı sıfır noktasına geldi. Bunun dışında Afrin’deki askerlerimize ’işgalci’ diyenler, müzakerelerde ’kürdistan’, diyerek üzerine basa basa konuşmalarında söyleyenler başka bir hedefe doğru gidiyor. Bunların derdi, Cumhur İttifakı’nın kazanımlarının üzerini örterek başka hedeflere doğru gitmek. Biz problemlerimizi ailece oturur konuşuruz, hiçbirimizin birbirinden farkı yok. Ancak; bizi ayrıştırmaya çalışıyorlar, bölücü bir dil kullanmaya çalışıyorlar. Bunlara da müsaade etmememiz gerekiyor. Evet; Türkiye’de belli başlı sosyal, ekonomik, siyasi problemler olabilir. Biz bu problemleri hep beraber aşabiliriz. Bu bölücülere fırsat vermemeliyiz. Plan ve Bütçe Komisyonunda Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi yan yana oturuyor, karşı tarafta da İYİ Parti, CHP ve HDP oturuyor. Orada HDP’lilerden bir tanesi konuşmasında ’kürdistan’ diyor, ’kürt dilleri’ diyor, Afrin’deki askerlerimize ’işgalci’ diyor; bir tanesi de kafasını çevirip ’sen ne diyorsun?’ diyemiyor. Bunlardan bir şey olmaz. Özellikle düne kadar bizim yanımızda olup da eğer Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde Gazi Meclis’in çatısı altında bir milletvekili ’kürdistan’ diyor da, askerimize ’işgalci’ diyor da ona tepki göstermiyorsanız sizin de onlardan bir farkınız yoktur. Kimse algılara kapılmasın, problemleri sabahlara kadar oturalım konuşalım. Çözüm üretelim, ne yapılması gerekiyorsa yapalım" dedi.
Programda konuşan MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy ise cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin artılarından bahsederek; "Biz milletin iradesinden kopmadan milletin iradesiyle devleti bütünleştiren milli devletin mücadelesini veriyoruz. Milletin iradesini devletin idaresine dönüştürmenin mücadelesini veriyoruz. Özellikle 1948-1952 arasında BM ve NATO üyeliğiyle beraber bir sistemin eline geçip 70 yıldan fazla bizim kontrolümüz dışında anlayışlar tarafından yönetildi. İlk kez yüzde 50+1 ile milletin değerlerinin doğrudan demokraside temsili var. İlk kez devlet operasyon yemiyor. İlk kez kaos ve türbülansa Türkiye’nin sokulduğu, en önemli kararların alınacağı dönemler iç karışıklıkların çıkarıldığı, uluslararası sisteme taviz verilmek zorunda kaldığı operasyonlar yapılmıyor. 1990-1999 arasındaki 9 yılı düşünün. Bu 9 yıl içerisindeki hükümetler ne kadar seri hükümetler yıkıldı, kuruldu. Şuan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olmasaydı Afrin operasyonu yapılırken, uluslararası sistem üzerimize gelirken birileri anında gen soru verip hükümeti düşürebilirdi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olmasaydı, Adalet ve Kalkınma Partisi meclisten başbakan çıkarsaydı DEVA ve Gelecek Partisi kurulduğunda milletvekili transferiyle hükümeti düşürebilirlerdi. Şimdi böyle bir ihtimal kalmadı. Hükümeti düşüremiyorlar. Bunlar, milletin menfaatine olan işler. ’Erdoğan ile Bahçeli cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini akşamdan sabaha getirdiler, Türkiye’yi tek adam yönetiyor’ gibi itibarsızlaştırmaya kalkanların niyetinin arka planına baktığınızda devletin anahtarının alıp kime teslim edeceğine bakmanız lazım" ifadelerini kullandı.
Programda konuşma yapan Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay, pancar çiftçisinin sorunlarını dile getirerek; "Kayseri Pancar Ekiciler Kooperatifi, Türkiye’deki pancar kooperatifleri içerisinde önde gelen kuruluşlardan bir tanesidir ve Kayseri Pancar Ekiciler Kooperatifi şu anda Türkiye’deki şeker sektörü içerisinde bulunan 33 tane fabrikadan 3 tanesi Kayseri Pancar Ekiciler Kooperatifine aittir. Kayseri Şeker’in Türkiye şeker sektöründeki payı yüzde 17 seviyesinde. Bizim 6 tane il 41 ilçe ve 420 köyde 15 bin çiftçi ortağımız ile sözleşmeli üretim yapıyoruz. Türkiye’de önemli bir tarım modelini uyguluyoruz. Bu kadar geniş bir coğrafyada, bu kadar insanla üretim yapıyor olmanın bir anlamı, değeri olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’de 58 tane ilde 110 bin çiftçi pancar ekimini gerçekleştiriyor. Bizim kanaatimize göre şeker, Türkiye’de stratejik ürünlerden bir tanesi ve bu şekerin oluşmasını sağlayan, şeker pancarı da stratejik bir ürün. Özellikle son 3 senedir, şeker sektöründe ciddi sorunlar yaşanıyor. Fiyatla ilgili sorunlar yaşanıyor. Biz bunları çeşitli vesileler ile ifade ediyoruz. Türkiye’de tarımın yürüyebilmesi için bu 58 tane ilde şeker pancarı tarımının devam etmesi lazım. Çünkü çiftçi sözleşmeli üretim sayesinde pancar kooperatiflerinden, şeker fabrikalarından girdilerini temin ediyor. Gübre, tohum, mazot ve nakdi avanslar temin ediliyor ve bunlar kendilerine faizsiz olarak karşılanıyor. Dolayısı ile çiftçi hem pancar üretimi gerçekleştiriyor hem de diğer tarımsal faaliyetlerini gerçekleştiriyor. Dolayısı ile Orta Anadolu coğrafyasından 58 tane ilden şeker pancarını çıkaracak olursak, tarım ya da çiftçi diye bir şey kalmaz. Onun için de bu tarımın Türkiye’de çiftçi nezdinde başarılı bir şekilde sürdürüle bilmesi için mutlaka desteklenmeye ihtiyaç var. Elbette devletler, milletler, ülkeler sorun yaşayabilir. Biz inanıyoruz ki devletimiz güçlüdür ve yaşanan bugünkü sorunların da üstesinden gelebilecek bir güce sahiptir, birikime ve tecrübeye sahiptir. Ama biz de bu konuda görevimizi ifade etmek durumundayız. Bugünkü sorunların çözümünün kaynağı faizle, dövizle baş etmenin çözümü ancak üretimden geçiyor. Üretiminde temelini, tarımsal üretim teşkil ediyor. Dolayısı ile üretimin çiftçinin bu manada desteklenmeye ihtiyacı var. Geçen sene çiftçiye verilen gübre bugün 3.6 kat artmış durumda. Yani çiftçi bir ton gübre alabilmek için 1 tır dolusu pancar üretmek durumunda. Ancak 1 ton gübreyi bu şekilde alabiliyor ve işin kötü tarafı gübreyi bulmak mümkün değil. Onun için acil olarak çözüm üretilmesi lazım. Çözümün yolu bizce şudur; Tarım Bakanlığımız yani devletimiz çitçilerimize tabi ki destek veriyorlar ama çözüm şu, tohum ve gübreyi ayni olarak çiftçiye devletimizin vermesi lazım. Buna ihtiyaç var. Bu olacak olursa, gelecek sene tarımın yürümesinde yani üretimin devam etmesinde, sorunlar yaşanmaz. Ya değilse bu sene yaşanan verimsizlik, iklimden kaynaklanan verimsizlik gelecek sene gübre eksikliğinden dolayı daha büyük bir boyuta ulaşır ve Türkiye, dünyadan da temin edemeyeceği bir gıda krizi ile karşı karşıya kalabilir. Onun için biz sorun önerisini ortaya koymaya çalışıyoruz" şeklinde konuştu.
Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yibur ise kalifiye eleman bulmakta zorluk çektiklerini dile getirerek; "22 milyon metrekare üzerine olan Kayseri Organize Sanayi Bölgemiz, kendi içerisinde de altyapı ve üstyapı hizmetlerini ciddi anlamda tamamlanmış olsa da üretimin en önemli noktasına taşımak adına bazı sorunlar ile de karşılaşmıyor değiliz. Bizim açımızdan bunların en önemli problemlerinden birisi de tabi ki kalifiyeli eleman sorunu. Günümüzde her ne kadar son zamanlarda meslek liselerinin yoğun bir şekilde eleman yetiştirme çabası olsa da şu anda yeterlilikleri problemli hale geliyor. Bizim sanayiciler ile yaptığımız görüşmeler neticesinde meslek lisesi ile alakalı öğrencilerin mezun olduktan sonra sanayi alanına gelmediklerini görüyoruz. ’Bunu nasıl açabiliriz’ diye sorduğumuz zaman sanayicilerimizden yoğunluk olarak meslek lisesi mezunları için özel bir maaş statüsü ve bunun yanı sırada üniversitelere geçişlerde de belirli kriterler konulması kanaati baskın hale geldi. Bunun yanında en büyük sorunlarımızdan bir tanesi hammaddelerin sürekli olarak artış halinde olması ve bunun artışının gerekçesinin pazar içerisinde, piyasada denetlenmesinin yetersiz olması bizim üzerimizdeki özellikle satış kanadında, fiyat vermede çok büyük güçlükleri beraberinde getiriyor" dedi.

Bağlamış: "Hayvancılık sektöründe küçülme söz konusu"
Kayseri Ticaret Borsası (KTB) Yönetim Kurulu Başkanı Recep Bağlamış konuşmasında hayvancılık sektöründe küçülme söz konusu olduğunu ve desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak; "2020 yılının Mart ayındaki tarım ve hayvancılık üretim maliyetleri, 2021 yılının Kasım ayında hemen hemen yüzde 150 oranında bir artışla karşı karşıya gelmiş durumda. Ama malum üreticilerimiz geçen yılla üretmiş olduğu üretim maliyetlerinin bu yıl satış yaptığı rakamlar ile kıyasladığı zaman tarım ve hayvancılıktaki girdi maliyetlerinde olağanüstü bir sıkıntı olduğunu görüyoruz. Biz aslında tarım ve hayvancılık üreticileri olarak girdi maliyetlerindeki yükselişin, satış yapılarak vatandaşa yansımasını değil, özellikle Tarım Bakanlığımızdan girdi maliyetlerindeki artışa hızlı bir şekilde çözüm getirilmesi noktasında desteklerine ihtiyacımız var. Biz tarım ve hayvancılık camiası olarak hem şehrimiz hem de ülkemiz adına 3 yıldır pandemi sürecini de göz önünde bulundurarak gayretli bir şekilde üretmeye devam ediyoruz. Ama bizim üretecek dermanımız kalmadı. Özellikle hayvancılık sektöründe 3 yıldır önemli bir küçülme söz konusu oldu. Tarım Bakanlığımızın hayvancı ve tarımsal giderde maliyet indirimine gidilmesi noktasında bizlere destek vermesi gerektiği kanaatindeyim" diye konuştu.

Güneş: "Üretimimizi engelleyen şartlar var ama üretmeye devam edeceğiz"
Kocasinan Ziraat Odası Başkanı Abdülkadir Güneş; de çiftçinin desteklenmesi gerektiğinin altını çizerek; "Pandemi döneminde herkes evinde yattı. Devletimiz sokağa çıkma yasağı ilan etti ama biz sokağa çıkma yasağından muaf tutulduk. İnsanlara ’evde kal’ demesi tabi ki kolay, herkes devletin kanununa uyar. Bu insanların, evde kalan insanların ihtiyaçlarını çiftçiler karşıladı, üreticilerimiz karşıladı. Biz de tabi ki bundan şeref duyarız. Biz gecemizi gündüzümüze kattık ürettik. Üretmeye de devam edeceğiz. Euro’nun, doların, altının artması tabi ki üretimimizi engelleyen şartlar ama biz üretmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin de görüşlerini bildirdiği toplantıya MHP Milletvekilleri Nevin Taşlıçay, Sefer Aycan, Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy, MYK üyeleri Emrullah Türe ve Uğur Öztürk, MDK Üyesi Emin Alper Öztürk de katıldı.