Anne adaylarının Covıd-19’a karşı ekstra korunması gerekiyor
Memorial Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Burak Tanır da hamilelikte Covid-19 riski ve aşılarla ilgili bilgi verdi. Tanır; dünyayı etkisi altına alan covid-19 salgınından en çok etkilenen gruplar arasında anne adayları da yer aldığını, gebelik nedeniyle bağışıklığı zayıflayan anne adayları da koronavirüsü daha ağır geçirebildiğini söyledi. Tanır ayrıca özellikle hamilelik sürecinde covid-19’dan korunmak için ekstra önlemlerin alınması gerektiğinin altını çizdi.
Sonbahar ve kış aylarında önlemlerin arttırılmasını söyleyen Op. Dr. Burak Tanır, “Ülkemizde ve dünyada Covid-19 vakalarındaki artış dikkat çekmektedir. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı hekimlerine ise gebelerden, “Nasıl bir tedavi uygulanmalı? Hangi ilaç içilmeli? Hangileri içilmemeli? Virüsten bebek ne kadar etkilenir?” gibi sorular gelmektedir. Gebelik, fizyolojik olarak bağışıklık sisteminin zayıfladığı bir süreçtir. Bağışıklık sistemindeki bu zayıflama nedeniyle, özellikle kış aylarında gebeler mevsimsel grip enfeksiyonlarını genel popülasyona göre daha ağır atlatmaktadır. Yani Covid-19’un daha henüz bilinmediği dönemde dahi özellikle kış aylarında grip olan gebeler hastalığı ağır geçirmekteydi. Bunun için Covid-19 enfeksiyonu açısından gebeler riskli grupta yer almaktadır” dedi. Delta varyantının özellikle anne adayları için dikkat edilmesi gereken bir faktör olduğunu belirten Op. Dr. Tanır, “Gebelik sürecinde covid-19 bulaşan bir anne adayı, ortaya çıkan semptomları gebe olmayan bir kadına göre çok daha ağır hissetmektedir. Gebelikle birlikte astım, şeker, yüksek tansiyon, KOAH gibi ilave rahatsızlıklar da tabloyu ağırlaştırmaktadır. Yapılan araştırmalarda Covid-19 enfeksiyonunu ağır geçiren bir gebede erken doğum, gelişim geriliği, gebelik zehirlenmesi ve hatta anne ölümü oranlarının arttığı ortaya çıkmıştır. Ülkemizdeki covid-19’un yaklaşık yüzde 90’ından sorumlu olan delta varyantının hem bulaşıcılığının fazla olması hem de hastalık tablosunu ağır olması nedeniyle bu oranların son dönemde arttığı gözlenmektedir. Öte yandan bugüne kadar yapılan araştırmalarda gebeliğin erken döneminde geçirilen Covid-19 enfeksiyonunun düşük riskini artırdığına dair bir veri yoktur. Yakın döneme kadar yapılan araştırmalarda virüsün anneden gebelik sırasında bebeğe geçmediği yönündeydi. Anne karnındaki bebeğe virüsün geçtiğini söyleyebilmek için daha geniş katılımlı araştırmalar yapmak gerekmektedir. Gebelerde de virüsün neden olduğu hastalığın klinik belirtileri ateş, öksürük, boğaz ağrısı, halsizlik, kas ve eklem ağrıları şeklindedir. Şüphelenilen hastanın boğaz ve burnundan alınan sürüntü ile yapılan PCR testi tanı koymada belirleyici olmaktadır. Covid-19 enfeksiyonu geçirenlerde hastalığın şiddeti ve verilecek tedavinin şeklinin belirlenmesinde akciğer grafisi ve bilgisayarlı tomografi etkili olmaktadır. Bu iki görüntüleme yönteminde ortaya çıkan radyasyon dozu bebeğe zarar verebilecek olan seviyenin altındadır. Bu nedenle karın bölgesinin kurşun plaklar ile korunarak çekilen akciğer grafisi ve tomografiden gebelerin korkmasına gerek yoktur” ifadelerine yer verdi.
Gebe olanların birçoğunun evde istirahat etmeleri ve vitamin desteklerinden dolayı hafif atlattığını söyleyen Tanır, “Gebelerin 85’i covid enfeksiyonunu evde istirahat ederek ve bağışıklık güçlendirici vitamin ve mineral takviyesi ile hafif olarak atlatmaktadır. Bu süre içerisinde rutin kontrol zamanı gelen gebeler doktorları ile telefonla görüşmeli, süreçle ilgili bilgileri vermelidir. Orta ve ağır semptomları olan gebeler, hastaneye yatırılarak gözlem altında tutulmalı ve oksijen desteği almalıdırlar. Gebelik haftasına göre bebeklerin kalp atımları izlenmeli, 34. gebelik haftasının altında ise bebeğin akciğer gelişiminin sağlanması için steroid tedavisi uygulanmalıdır. Ülkemizde Bilim Kurulu tarafından hazırlanmış olan ve hali hazırda kullanılan Covid-19 rehberi güncelliğini korumaktadır. Aşıların güvenilirliği ile ilgili dünyada halen çok az çalışma olduğu için rehberin gebelerle ilgili bölümde de yeterli veri bulunmamaktadır. Ancak son dönemde özellikle ABD ve İsrail tarafından mRNA aşılarının yapıldığı 100.000’li rakamların içinde gebeler de bulunmaktadır. Araştırmaların ön bilgisinde aşının anne karnındaki bebeğe olumsuz herhangi bir etkisinin belirlenmediği ve erken dönemde düşük ya da ileri haftalarda erken doğum riski oluşturmadığı, gelişme geriliği gibi bir gebelik komplikasyonu ortaya çıkmadığı kanısı oluşmuştur. Yakın zamanda Sağlık Bakanlığı tarafından yapılması planlanan ve bu çalışmalara paralel olarak hazırlanacak Gebelik ve Emzirme Dönemi Rehberi’nin güncellenmesi de beklenmektedir” dedi. Burak Tanır, canlı olmayan aşıların gebelere uygulanmasının güvenli olduğunu söyleyerek, "Amerika Birleşik Devletleri’nde Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nden (CDC) ve Dünya Sağlık Örgütü’nden alınan verilerde covid -19 enfeksiyonu geçiren gebelerin yoğun bakıma girme riski daha fazla olduğu için bütün gebelere covid aşısı önerilmektedir. Ülkemizde uygulanan Sinovac ve Biontech aşılarının her ikisi de canlı olmayan aşılar grubundadır ve canlı olmayan aşıların gebelere yapılması güvenlidir. Aşıların ilk 3 aylık dönem geçtikten sonra yapılması daha uygundur” ifadelerini kullandı.