“Akıllı mercek uzak, yakın ve astigmat görme sorununu giderebiliyor”
Acıbadem Kayseri Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Altan Göktaş, “Akıllı mercek yöntemiyle miyopi, astigmat ve yakın görme problemlerinin tamamı düzeltilebiliyor” dedi. Prof. Dr. Göktaş, cerrahi müdahale ve hastanın uygun olması koşuluyla yöntemin özellikle 40 yaş sonrasında çok başarılı sonuçlar verdiğini vurguladı.
Gözün çok mükemmel bir optik sisteme ve kırıcı ortamlara sahip olduğunu, bunlardan birinin kornea tabakası, diğerinin de göz içerisinde bulunan mercek olduğunu söyleyen Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Altan Göktaş, “Mükemmel ve ideal ortamlarda dışarıdan gelen görüntüler göz arkasında bulunan retina dediğimiz görme merkezine odaklanır. Bu odaklanmanın mükemmel olması gerekir ki net ve keskin bir görüş sağlayabilelim. Ancak bazı durumlarda bu optik sistemdeki mükemmellik bozulabiliyor ve uzağı, yakını görememe gibi problemler ortaya çıkabiliyor. Bunlar miyopi, hipermetropi veya astigmat olabilir” dedi.
Bu tür problemlere yüzlerce yıldır çözüm arandığına değinen Prof. Dr. Göktaş, ilk bulunan yöntemin gözlükle düzeltme, sonraki yıllarda gözlüklere ilave olarak kontakt lens olduğunu anımsattı. Prof. Dr. Göktaş kontakt lenslerin gözdeki kırıcı ortamı düzelterek net görmemizi sağladığını belirterek “Excimer lazer tedavisi, 20 ve 40 yaş arasındaki gözlük ve kontakt lens kullanmak istemeyen kişilerin ilk başvurdukları yöntemlerden biridir. Eğer ki hasta 40 yaşını geçer ve sorunları arasına yakın görme de eklenirse bu sorunu da akıllı mercekler ile çözebiliyoruz” diye konuştu.
Akıllı mercek yöntemiyle 40 yaşından sonra miyopi, hipermetropi, astigmat ve yakın görme problemlerinin tamamının düzeltilebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Göktaş, “Akıllı mercek teknolojileri, son yıllarda oldukça gelişti. Daha önce 2 odaklı olarak başlayan akıllı mercek teknolojisi, şimdi 3 odaklı hatta kendisi uyumlanabilecek şekilde yenilendi” dedi.
“Hastalar şu iki soruyu sormalı”
Prof. Dr. Göktaş, akıllı mercek uygulamasında önemli iki noktayı şu sözlerle anlattı:
“Bunlardan birincisi, çok iyi bir cerrahi işlem. Çünkü istenilen sonucu elde edebilmek ve uzak ile yakında 0 dereceye ulaşabilmek için çok iyi bir cerrahi operasyon gerekiyor. Hastalar hekimin bu konuda tecrübesini araştırmalılar. İkinci önemli husus da hastanın bu yöntem için uygun bir aday olup olmadığıdır. Yani göz yapısı, özellikleri ve optik sistemine bakılmalı, ameliyat öncesi bütün analizlerin, saydam tabakaların, retina tabakası dediğimiz sinir tabakalarının ve gözün diğer özellikleri çok iyi değerlendirilmeli. Buna göre, hasta akıllı mercek tedavisi için uygunsa ve mükemmel bir cerrahi yapılmışsa sonuç hasta için çok yüz güldürücü oluyor.”
Prof. Dr. Göktaş, hastalara, merceğin kalitesi, hangi ülkeye ait olduğu, üretilen ve kullanılan ülkelerde gerekli izinlerin ve onayların olup olmadığının da ameliyat öncesi araştırılması tavsiyesinde bulundu.
Kalıcı düzelme mümkün mü?
Prof. Dr. Göktaş, akıllı mercek tedavisinin kalıcı çözüm getirip getirmediği sorusunu şöyle yanıtladı:
“Eğer mercek yapısında bir bozulma olmazsa, ki son jenerasyon lenslerde bunu hemen hiç görmüyoruz, kalıcı bir düzelme sağlıyor. Mercek uygulandıktan sonra numara değişimi veya görme problemi yaşanması da çok düşük bir ihtimaldir. Sebebi ise akıllı merceğin, gözün asıl merceğinin olduğu bölgeye yerleştirilmesidir. 40 yaşından sonra derece oluşumu veya derecenin artmasını sağlayan şey de göz içerisindeki lensin yapısında meydana gelen değişimdir. Biz ameliyatla bu merceği değiştirip, yerine optik özelliği daha yüksek bir mercek yerleştirdiğimiz için hastalarımızda bir numara değişimi hemen hemen hiç olmuyor.”