PRP rahmin zayıf kısımlarına ilk kez doğrudan enjekte edildi

PRP rahmin zayıf kısımlarına ilk kez doğrudan enjekte edildi

PRP rahmin zayıf kısımlarına ilk kez doğrudan enjekte edildi

Acıbadem Kayseri Hastanesi Tüp Bebek Tedavisi Uzmanı Prof. Dr. Gökalp Öner’in, rahme bırakılıp dokunun emmesini beklemek yerine incelen rahim kısımlarına PRP’yi doğrudan enjekte etmesi rahmin kalınlaşmasını sağladı. Rahim boşluğunu görüntülemek için kullanılan histeroskopi yardımıyla yapılan bu yeni işlem sayesinde 3 anne, bebeklerine kavuştu. SciTechnol dergisinde yayınlanan 3 başarılı uygulama, tüp bebekte yeni bir umut haline geliyor.
Tüp bebek tedavisinde, rahim boşluğuna Platelet Rich Plasma (PRP) verilerek incelen rahim duvarının normal kalınlığa getirilmesi, bebeğin rahimde tutunmasını sağlayan bir yöntem. Fakat PRP verilen her hastada istenilen başarı edilememesi yeni bir uygulama şeklinin geliştirilmesine neden oldu.
Acıbadem Kayseri Hastanesi Tüp Bebek Tedavisi Uzmanı Prof. Dr. Gökalp Öner’in, rahme bırakılıp dokunun emmesini beklemek yerine incelen rahim kısımlarına PRP’yi doğrudan enjekte etmesi rahmin kalınlaşmasını sağladı. Rahim boşluğunu görüntülemek için kullanılan histeroskopi yardımıyla yapılan bu yeni işlem sayesinde 3 anne, bebeklerine kavuştu. SciTechnol dergisinde yayınlanan 3 başarılı uygulama, tüp bebekte yeni bir umut haline geliyor.
Rahim, embriyonun gelişmesini ve büyümesini sağlamasıyla bebeğin adeta anne karnındaki ‘evi’ görevini görüyor. Çok önemli bu işlevini yerine getirebilmesi için rahmin sağlıklı olması şart. Ancak bazı nedenlerle, rahim duvarı inceliyor dolayısıyla büyüyecek bebeğin gelişimine dayanaksız hale geliyor ve düşüklere yol açıyor. Bu durumun tedavisinde son yıllarda rahmin duvarını normal kalınlığa getirecek ve böylece bebeğin gelişmesine imkan verecek Platelet Rich Plasma (PRP) yöntemi uygulanıyor. Ama bazı kadınlarda, rahim boşluğuna verilerek uygulan bu yöntem, istenilen sonucu elde etmede yetersiz kalıyor. Bu sorunu aşmak için araştırma yapan Acıbadem Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum /Tüp Bebek Tedavisi Uzmanı Prof. Dr. Gökalp Öner’in histeroskopi ile rahim duvarında incelen kısımlara ‘nokta atışı’ yaptığı PRP, 3 ailenin hayalinin gerçeğe dönüşmesini sağladı. Yöntemin bilimsel sonuçlarının SciTechnol dergisinde yayınlanmasıyla tıp dünyasının da ilgisini çekti.
Rahim duvarına nokta atışı
PRP, hücre yenilenmesini sağlayan bir yöntem. Hastadan alınan kan özel bir işlemden geçirilerek trombosit ve büyüme faktörleri açısından zengin bir plazma elde ediliyor. Bu plazma aynı hastaya verilerek ihtiyaç duyulan bölgedeki hücrelerin yenilenmesi sağlanıyor. Tüp bebek tedavisinde ince olan rahim duvarının kalınlaşması için PRP kullanıldığını belirten Prof. Dr. Gökalp Öner, PRP’nin veriliş şeklinde kullandığı yeni teknik hakkında şunları söyledi:
“Kürtaj ve rahme yapılan cerrahi müdahaleler rahim duvarının zarar görmesine ve incelmesine neden oluyor. Bu da bebeğin anne rahminde tutunma şansını azaltıyor. Rahmin normal kalınlığa gelmesi için PRP’yi annenin rahmine bir enjektör yardımı ile bırakıyoruz ve rahmin iç dokusunun PRP’yi emmesini bekliyoruz. Rahim yeterli PRP’yi emdiğinde zayıf olan noktalar yenilenerek rahim duvarı embriyonun tutunması için gereken en az 7 mm’lik kalınlığa ulaşıyor. Ama bazı durumlarda, PRP rahim tarafından yeterli şekilde emilmiyor, dolayısıyla rahim duvarı da istenilen kalınlığa gelmiyordu. Bu da başarılı bir hamileliğin sürdürülmesine engel oluyor. Bu sorunu aşmak için ne yapmalıyız diye düşündük, araştırdık. PRP’yi rahim dokusunun emmesini beklemek yerine rahmin zayıf olan kısımlarına doğrudan nasıl verebiliriz soruna yanıt aradık. Önce rahmin görüntülemesini sağlayan histeroskopi ile zayıf bölgeleri görüntüledik. Histeroskopide duvarın ince olduğu alanlar beyaz görünür, normal yani sağlıklı alanlar ise kırmızı renkle kendini belli eder. İşte bu beyaz olarak kendini belli eden zayıf kısımlara özel iğnelerle PRP enjekte ettik. Her noktaya 0.5 cc’lik PRP vererek toplamda 10 cc’lik uygulama yaptık. Yani bir nevi rahmin incelmiş, zayıf kısımlarına nokta atışı PRP yaptık.

Uygulama 2-3 ayda sonuç veriyor
PRP uygulaması aç karnına yapılıyor ancak özel bir hazırlık gerektirmiyor. Uygulamanın yapıldığı hasta, bir sonraki ay, regl döneminde kontrole çağrılıyor. Rahim duvarı 2-3 ayda yeterli kalınlığa ulaşabiliyor. Ardından da tüp bebek ile elde edilen embriyo, rahme bırakılıyor. Prof. Dr. Gökalp Öner, hiçbir şekilde hamile kalamayan, tüp bebek tedavisinde başarı elde edilmesinin zor olduğu vakalarda bile olumlu sonuç almayı mümkün kılan bu işlemin birçok çift için umut olduğunu belirtiyor. Rahim duvarının incelmesini önlemek için kürtajdan kaçınılması, kürtaja karar verildiğinde ise kazıma yöntemi yerine emme yönteminin tercih edilmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Gökalp Öner, “Rahim içindeki polip ve miyonların alınması için uygulanan histeroskopinin de ehil ellerde yapılması gerekiyor. Bazen bu polip ve miyomlar alınırken rahim duvarı çok inceltiliyor, bu da bebeğin rahimde tutunmasını engelleyen bir soruna dönüşebiliyor” dedi.

40 yaşında anneliği tattı
Tüp bebek tedavisinde PRP kullanılan annelerden biri de 40 yaşındaki hemşire Barine Örcan. Beş yıllık evliliklerinin ilk yılından itibaren bebek sahibi olabilmek için dört kez tüp bebek, bir kez de aşılama tedavisi denediklerini ancak başarılı sonuç alamadıklarını “Bana ya yaşım ya da kronik tiroit hastalığım nedeniyle bebek sahibi olamadığımı söylediler. Ama 2019 yılında Gökalp Bey ile tanıştık ve sonra her şey değişti” diyen Barine Özcan, şöyle devam ediyor:
“Gökalp Bey benden daha çok inandı bebek sahibi olabileceğime. ‘Vazgeçme’ dedi. Ben bayağı umutsuzdum çünkü. Birkaç kez denemiş ve sonuç alamamıştık. O ise rahim duvarımın ince olduğu için embriyonun tutmadığını söyledi. Sonra rahmin incelen kısımlarına doğrudan PRP enjekte etti, merakla rahmimin kalınlaşmasını bekledik. Çok şükür, bu işlem sonuç verdi”
Denemelerin her birinin psikolojik açıdan da yıpratıcı olduğunu vurgulayan Barine Örcan, hamile olduğunu öğrenince mutluluktan çığlıklar attığını belirtti. Hamileliği boyunca da Gökalp Bey’in ilgisi ile süreci sağlıklı geçirdiğini, gelişen hamilelik diyabetini kontrol altına almak için insülin kullandığını ve hamileliğinin 37. haftasında sezaryen yöntemiyle bebeğini kucağına aldığını anlatan Barine Örcan, “Ayrıca koronavirüs sürecinin de tam göbeğindeydik. Oğlumuz pandemi bebeği oldu diyoruz kendi aramızda. Oğlum Eren Utku şimdi 7 aylık ve çok mutluyuz” şeklinde konuştu.