Nöroloji Uzmanı Dr. Güven Arslan, Alzheimer hastalığının yaşla birlikte arttığına dikkat çekerek, “Hastalık çok anlık unutkanlıklardan başlayıp, hastayı günlük aktivitelerini yapamayacak duruma kadar getirebiliyor. Yakın geçmişe dönük hafıza sorunlarında hekime başvurulmasını öneriyoruz” dedi.
Acıbadem Kayseri Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Güven Arslan, Alzheimer hastalığının sinir hücrelerinin zamanla yıpranması sonucu işlevini yerine getiremediği bir hastalık olduğunu söyleyerek önemli bilgiler verdi. Alzheimer hastalığının tanısını koymada klinik bulguların çok önemli olduğunu vurgulayan Dr. Arslan “Öncelikle hastanın şikayetleri ve muayenesi ön plana çıkmaktadır. Sonrasında klinik ölçeklerle bilinçsel bozulmanın, hafıza kaybının derecesini araştırıyoruz. Sonrasında da MR ve tomografi gibi tekniklerle beynin görüntülenmesini alıyoruz. Hastalık çok basit ve anlık unutkanlıklardan başlayıp, hastanın günlük aktivitelerini yapamayacak duruma kadar gelebiliyor. Kişi unutkanlığının farkında da olmayabilir” ifadelerini kullandı.
Alzheimer’ın “demans” yani bunama sorunlarının bir çeşidi olduğunu ve yüzde 50-60 görülme sıklığı ile demansın en yaygın sebebi olduğunu belirten Dr. Arslan hastalığın kadınlarda erkeklere oranla daha sık görüldüğünü söyledi. Dünyada yaklaşık 50 milyon kişinin Alzheimer hastası olduğuna değinen Dr. Arslan, yaşlı nüfusun artmasıyla bu rakamın daha da artacağını, sadece ülkemizde 600 bin ailenin Alzheimer hastalığı ve beraberinde getirdiği sorunlarla mücadele ettiğini dile getirdi.
“En önemli konu erken teşhis”
Alzheimer hastalığındaki en önemli konunun erken teşhis olduğunun altını çizen Dr. Arslan, “Bunu asla unutmamalıyız. Çünkü beyinde bir hasar süreci mevcut. Bu hasar meydana gelmeden tedaviye başlarsak, sağlıklı süreleri uzatabiliyoruz. O yüzden yakın hafıza bozukluğu tespit edildiği zaman uzman hekime başvurulmasını tavsiye ediyorum” dedi.
Alzheimer tanısı konulan bireyin beslenmesi, günlük egzersizleri ve aktivitelerinin tamamen bozulabildiğini aktaran Dr. Arslan, “Hastalığın tedavisinde klasik ilaç tedavilerimiz mevcut. Bunlar beyindeki eksilen maddeleri yerine koyma metoduyla çalışıyor. Daha yeni araştırmalarda beyindeki hasarı önlemeye yönelik hastalığın çok erken evrelerinde kullanılabilen metotlar geliştirilmektedir. Henüz yaygın kullanımda değil ancak ilerisi için umut verici tedaviler geliyor” diye konuştu.