Av. Eylem Sarıoğlu Aslandoğan: "Kadına yönelik şiddetin nedeni ’hastalık’ değil erkeklik krizidir"
Av. Eylem Sarıoğlu Aslandoğan: "Kadına yönelik şiddetin nedeni ’hastalık’ değil erkeklik krizidir"
Kayseri Barosu Kadın Hakları Komisyon Başkanı Av. Eylem Sarıoğlu Aslandoğa yaptığı basın açıklamasında; "Kadına yönelik şiddetin nedeni ’hastalık’ değil erkeklik krizi ve bu gücü ve güveni erkeklere veren toplumsal düzen ve uygulanan politikalardır" dedi.
Son günlerde meydana gelen kadın cinayetleri ile ilgili olarak Kadın Hakları Komisyon Başkanı Av. Eylem Sarıoğlu Aslandoğan, Kayseri Barosu önünde basın açıklaması yaptı. Kadına yönelik şiddetin nedeninin ’hastalık’ veya ’sapkınlık’ olmadığını, asıl nedeninin erkeklik krizi olduğunu söyleyen Aslandoğan; "Özellikle son bir haftayı erkekler tarafından öldürülen, sokak ortasında erkeklerin cinsel saldırısına uğrayan, kaybolan ve kendisinden haber alınamayan kadınların haberleri ile geçiriyoruz. En son İstanbul’da vahşice katledilen Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’in ölüm haberi ve kadına yönelik şiddetin geldiği noktayı, korkunçluğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Her gün farklı biçimlerde yaşanan, hatta ölümle sonuçlanan kadına ve çocuklara yönelik şiddet olaylarının münferit olmadığı, artık bir katliama dönüştüğü günleri yaşıyoruz. Güvenli yaşam hakları sadece kadın oldukları için erkekler tarafından çok rahat ve korkusuz bir biçimde kadınların ellerinden alınıyor. 4 Ekim’de İstanbul’da iki genç kadının yarım saat arayla vahşi ve acımasız şekilde katledilmesinin ardından failin ’sapkın’, ’hasta’ olduğu tartışmaları yürütülmesi kadına yönelik şiddetin gerçek nedenlerinin üstünün örtülmesi çabasından başka bir şey değildir. Kadına yönelik şiddetin nedeni ’hastalık’ değil erkeklik krizi ve bu gücü ve güveni erkeklere veren toplumsal düzen ve uygulanan politikalardır" dedi.
Kadına yönelik şiddete karşı mücadelelerini sürdüreceklerini de sözlerine ekleyen Av. Aslandoğan; "Kadınların adalete erişiminin önündeki toplumsal ve yapısal engeller kaldırılmalı, şikayet hakkını kullanması neticesinde başına gelebilecek sonuçlardan korktuğu için yalnızlık ve çaresizlik hissiyle kalması engellenmelidir. Kadınların çantasında uzaklaştırma veya tedbir talebinin reddi kararları ile ’ölebilirim’ duygusu yerine artık ’güvendeyim’, ’bana bir şey yapamaz’ duygusu ile hareket edebileceği şartların oluşturulması zorunludur. Kadının insan hakları için mücadele eden biz avukatlar; kadına yönelik erkek şiddetine, şiddetin kaynağı toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, şiddetin beslendiği kadın düşmanlığına ve şiddet uygulayan erkekleri cesaretlendiren cezasızlık haline karşı mücadelemizi sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.