Başkan Gülsoy: "157. yılında Çerkes sürgün ve soykırımını lanetliyorum"
Kayseri Ticaret Odası (KTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, ’21 Mayıs Çerkes Sürgünü’nün 157. yılı’ dolayısıyla yaptığı açıklamada, “İnsanlık tarihine ‘kara leke’ olarak geçen bu hazin hadiseyi unutmadık, unutturmayacağız. İnsanlık dışı süreçte Çerkeslerin zulme ve işgale karşı verdikleri kahramanca mücadele de hep hafızalarda kalacak.” dedi.
21 Mayıs 1864 yılında Çarlık Rusyası’nın, stratejik açıdan önemli gördüğü Kafkaslardan Çerkes halkını sürgüne göndermesinin üzerinden 157 yıl geçti. KTO Başkanı Ömer Gülsoy, tarihin en acı olaylarından birisi olan Çerkes sürgünü üzerinden 157 yıl geçmesine rağmen hala acıyla hatırlandığını belirterek şunları söyledi:
“Bugün 21 Mayıs. Tarihin en acı ve sarsıcı olaylarından biri olan ve insanlık tarihine “kara leke” olarak geçen Çerkes Sürgünü’nün 157’nci Yılı. Dünya Çerkesleri tarafından ’Sürgün ve Soykırım’ günü olarak anılan bu hazin hadiseyi, unutmadık ve unutturmayacağız. İnsanlık dışı süreçte Çerkeslerin zulme ve işgale karşı verdikleri kahramanca mücadele de hep hafızalarda kalacak. Çerkes kardeşlerimiz çok büyük zulümler görmüşler. Bizim de böylesine acı tarihi olayları hatırlamamız ve anmamız gerekiyor. Bu olaydaki asıl sebep Rusya İmparatorluğu’nun Müslüman nüfusu kırmak onları başka yerlere sürmek ve sıcak denizlere ulaşmak istemesidir. Akıl almaz, büyük zulümler yapmışlar. Çarlık Rusya’sının emperyalist politikaları gereğince binlerce yıllık yurtlarından zorla sürgüne gönderilen ve soykırıma tabi tutulan, 2 milyon 500 bin’den fazla Kuzey Kafkas Halkları’ndan on binlercesi açlık, susuzluk ve hastalıktan hayatını kaybetmiş. Adiğe ve Abhazaların maruz kaldığı Rus zulmü ve sürgünü için, batılı araştırmacılar, ‘deniz gibi kan’ akıtıldığını söyler. Çerkes sürgünü nedeniyle yıllarca Karadeniz neredeyse ‘Al-kızıl deniz’ olarak adlandırılmış ve binlerce Çerkes halkının naaşı Karadeniz’in soğuk sularında kaybolmuştur. Çarlık Rusya’sının zulmüne boyun eğmeyen Çerkeslerden 750 bin kadarı, tarihin her döneminde mazlumlara kucak açmış olan Türk Milletinin misafirperverliğin de başta Kayserimiz olmak üzere, Osmanlı’nın çeşitli şehirlerine yerleştirilmiştir. Bugün milyonlarca Çerkes kardeşimiz modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu asli unsurları olarak, gelenek ve görenekleri doğrultusunda hayatını sürdürmektedir. Şu anda et tırnak şeklinde birlikte yaşıyoruz. Biz de Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, hiçbirini diğerinden ayırt etmek yok. Ülkemizde barış, huzur ve kardeşlik içerisinde yaşamaya devam edeceğiz. Cenabı Allah Müslümanlara güç kuvvet versin. Yakın zamanda Bosna’da büyük bir soykırım oldu. Bulgaristan’da, Yunanistan’da, Suriye’de, Irak’ta, şimdi de Filistin’de oluyor. Maalesef Müslümanların yaşadığı İslam coğrafyasında bu tür mezalimler devam ediyor. Bu vesileyle Çerkeslerin anavatanları Kafkasya’dan sürülmesinin 157. sene-i devriyesinde, büyük acıyı paylaşıyor, özgürlük ve vatanları için ölümü göze alan Şeyh Şamil’in torunlarını rahmetle anıyorum. Tüm zalimleri ve zulümlerini lanetliyor ve Türk Devleti ve Milleti’nin tarih boyunca olduğu gibi bundan sonrada her zaman mazlumun yanında yer alacağını bu vesile ile bir kez daha ifade etmek istiyorum.”