Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Hatice Köse Özlece, Parkinson hastalığında erken tanının çok önemli olduğunu söyleyerek, “Kol, bacak ya da vücudun başka bir yerinde titreme varsa, hareketler yavaşlamışsa örneğin daha küçük yazmaya başlamışsa veya daha yavaş yürüyorsa ya da vücudunda katılıklar varsa mutlaka nöroloji bölümüne başvurmak gerekiyor” dedi.
Parkinson hastalığının orta ve ileri yaşlarda, özellikle erkekleri ama her iki cinsiyeti de etkileyebilen bir hareket bozukluğu olduğunu dile getiren Acıbadem Kayseri Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Hatice Köse Özlece, “Parkinson beyinde depomin üreten hücrelerde dejenerasyon ile seyreden bir hastalıktır. Hareket merkezindeki hücrelerde bozulmalar olduğundan kişinin hareketleri yavaşlar, titremeler ve katılıklar olabilir. Alzheimer’dan sonra dejenerasyon ile giden hastalıklarda ikinci sırada yer alan Parkinson hastalığı nöroloji polikliniğe de sık başvuru nedenlerinden bir tanesidir” dedi.
Bu hastalığın erken tanısının oldukça önemli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Özlece “Çünkü tedaviye ne kadar erken başlayabilirsek, hastamızın günlük yaşamı da o kadar normale ve o kadar rahat hareket edebilir hale geliyor. Yani özellikle dinlenirken kolunda, bacağında ya da vücudunun başka bir bölümünde titreme varsa, hareketleri yavaşlamışsa örneğin daha küçük harflerle yazmaya başlamışsa veya daha yavaş yürüyorsa ya da vücudunda katılıklar varsa o zaman Parkinson hastalığından şüphelenerek, mutlaka nöroloji bölümüne başvurması gerekiyor” şeklinde konuştu.
“İyi beslenme ve bol egzersizle korunun”
Parkinson hastalığına yakalanmamak için beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini ve çokça aerobik yapılması gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Özlece, özellikle sağlıklı bir hayat yaşayıp, beslenmeye dikkat edildiğinde ve oksijeni bol egzersizler yaparak Parkinson hastalığından korunmanın mümkün olduğunu anlattı. Kafa travmalarından uzak durmak gerektiğini de sözlerine ekledi. Doç. Dr. Özlece Parkinson tanısı konulan kişilere, hastalığın ilk evrelerinde yapabildiğince yoğun egzersizler önerildiğini, sonraki dönemlerde de düzenli fizik tedavi yapılması gerektiğini dile getirdi.
Tedavinin birkaç şekilde olabildiği bilgisini veren Doç. Dr. Özlece “Erken evrelerde ilaçla tedavi yöntemini kullanıyoruz. Burada dopamin dediğimiz bir madde eksildiği için hastalara biz dışarıdan tablet olarak verebiliyoruz. Hastalık ilerleyip, bu ilaçlar faydalı olmadığında cihaz destekli tedaviler dediğimiz yöntemlere geçmemiz gerekiyor. Bunun için özellikle cilt altına yapılan ilaçlarımız var. Bazen bağırsağa yerleştirdiğimiz jel tedavileri ve beyin pilleri de bilinen tedavi yöntemleri arasındadır. Bu da hastalığın evresine ve hastanın durumuna göre değişiklik gösterebiliyor” dedi.