Embriyoskop ve genetik tarama ile tüp bebekte başarı oranı artıyor

Embriyoskop ve genetik tarama ile tüp bebekte başarı oranı artıyor

Embriyoskop ve genetik tarama ile tüp bebekte başarı oranı artıyor

Kadın Hastalıkları ve Doğum, Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Taş, tüp bebek tedavisinde gebelik oranlarının, yeni tanı ve tedavi yöntemleri sayesinde giderek yükseldiğine dikkat çekerek, “15 yıl önce bir kez tüp bebek denemesi yapmış ve bebek sahibi olamamış kişiler yeni yöntemlerin olanaklarından yararlanabilirler. Geçmiş dönemdeki başarılı olmayan tedaviler, bugünkü yöntemlerle yüksek olabilir” dedi.
Acıbadem Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Taş, “Tüp bebekteki tedavi yöntemleri her zaman için değişiyor. Nedeni de teknolojinin gelişmesiyle tüp bebek tedavilerinde gerçekten çok büyük yol kat ediyor olmamız. Çünkü bizlerin mutfağı olan embriyoloji laboratuvarı, teknolojinin çok önemli olduğu bir alan. Böyle olduğu için de güncel tıp teknolojisi geliştikçe laboratuvarın katkıları artıyor ve gebelikte başarı oranları da yükseliyor” dedi.

“Embriyoskop anne rahmini taklit ediyor”
1978 yılındaki ilk tüp bebekten bu yana gebelik oranlarının çok yükseldiğine dikkat çeken Doç. Dr. Taş, “Bunu da aslında kullandığımız aletlere yani teknolojiye borçluyuz. Teknolojinin gelişmesi bizlere bazı noktalarda avantaj sağladı. Örneğin embriyoskop dediğimiz bir yöntem var. Embriyoskop, anne rahmini taklit bir teknoloji aslında. Tüp bebek yöntemiyle döllenme sonrası embriyoları, embriyoskopa yerleştiriyoruz ve burada büyümelerini izliyoruz. Embriyolara anne karnında büyüyormuş gibi bir ortam sağlanıyor. Büyüdükten sonra da kendini bize gösteriyorlar. Biz de en sağlıklı en güçlü embriyoyu seçiyoruz ve anneye transfer ediyoruz. Sağlıklı embriyonun transferi de o embriyonun anne karnında tutunması ve büyüme oranlarını artırıyor” diye konuştu.

“PGD yöntemiyle sağlıklı embriyo için tarama yapılıyor”
Doç. Dr. Taş, yeni gelişen yöntemlerden PGD yöntemi ile embriyodan biyopsi alınarak olumlu sonuca daha çabuk ulaşılabildiğini söyleyerek, “Embriyoskop cihazından bağımsız olan bir yöntem de PGD’dir. Bu da genetik taramalı tüp bebek demek. Bu da teknolojinin bize katmış olduğu çok büyük bir nimet. Hasta bebekleri olanlar, genetik taşıyıcı olanlar, genetik hastalığı olanlar, tekrarlayan başarısız tüp bebeği olanlar ve ileri yaş kadınlar genetik taramalı tüp bebek için adaydır. Bu adayların embriyolarını PGD ile inceliyoruz. Embriyolardan biyopsi alıyoruz ve sonra genetik laboratuvarlarında olası genetik hastalıkların olup olmadığını inceliyoruz. Hastalıkla ilişkili olan embriyoları eliyoruz, böylece sağlıklı embriyoları saptamış oluyoruz. Sağlıklı embriyoları da yine anne adayına transfer ederek gebe kalmasını sağlayabiliyoruz. PGD de oldukça önemli katkılar sunarak gebeliği artıran bir yöntem” dedi.
Tüp bebek branşının deneyim, donanım ve teknoloji gerektirdiğini vurgulayan Doç. Dr. Taş, “Gerçekten tüm tanı ve tedavi yöntemlerini uygulamamıza rağmen her zaman gebelik elde edemiyoruz. Bugün, geçmiş yıllara göre daha başarılı sonuçlar alsak da hala nedeni bilinmeyen sorunlar nedeniyle bazı çiftler bebek sahibi olamıyor. Ancak tüp bebek üzerine araştırmalar sürüyor, ilerde başarısızlığı bertaraf edecek yeni yöntemler gelişeceğini düşünüyoruz. Belki bundan 20 yıl sonra her yaptığımız tüp bebek gebelikle sonuçlanacak” ifadelerine yer verdi.

“Yeniden başvurun”
Daha önce başarısız olan hastaların yeni yöntemlerden yararlanması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Taş, çocuk sahibi olmak isteyenlere şunları söyledi:
“Bizlerin de merak ettiği şey bu. Gebelik oranını artırmak için ‘Hangi yöntemleri kullanabiliriz? Daha neler yapılabilir?’ diye düşünüyoruz. Bu soruların cevabı teknolojinin gelişmesi ile daha da açığa kavuşacak. O yüzden her zaman söylediğimiz bir şey var, 15 yıl önce bir kez tüp bebek denemesi yapmış ama bebek sahibi olamamış kişilerin yeniden denemesi lazım. 15 yıl önceki teknoloji ile şimdiki teknoloji çok farklı. O hastalarda başarı oranları bugünkü yöntemlerle gerçekten de yüksek olabilir.”