Kayseri Ticaret Odası, ‘İklim Eylemi’ kampanyasına katılmaya davet ediyor
Kayseri Ticaret Odası(KTO), AB Türkiye Delegasyonu ve UNDP Türkiye, KTO Kayseri AB Bilgi Merkezi herkesi iklim eylemi kampanyasına katılmaya, kendi etkinliklerini düzenlemeye, iklim eylemi öykülerinizi paylaşmaya davet ediyor.
Kayseri Ticaret Odası ve Kayseri AB Bilgi Merkezi olarak, Kayseri de onlarca billboard ve afişlerle ’#İklimBiziz ve yaşanabilir, sürdürülebilir iklim, nötr gelecek için #Değişeceğiz’ başlığı ile Kayseri’de farkındalık oluşturuyor. Küresel sıcaklık artışının tüm dünya ve tüm canlılar üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çeken Kayseri Ticaret Odası Başkanı Ömer Gülsoy, bu konuda yalnızca kurumların değil toplumların ortak hareket etmesi gerektiğini belirtti. Ülkeler seviyesinde ortak kararlar alınarak dünyanın geleceğini kurtarmak adına gerekli adımların vakit kaybedilmeden atılması gerektiğini ifade eden Gülsoy, bu konuda farkındalık oluşturması adına AB Türkiye Delegasyonu ve UNDP’nin İklim Diplomasisi Haftası çerçevesinde yürüttüğü çalışmaları desteklediklerini söyledi. KTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, “2020 yılı, COVID-19 küresel salgınının oluşturduğu türbülans ile anılacaktır. Bugün yaptığımız seçimlerin yarını ve geleceğimizi belirleyeceğini hatırda tutarak, toplumlar şu anda, ya daha sürdürülebilir bir geleceğe bizi ulaştıracak bir yolu izlemek ya da sistemi COVID-19 gibi şoklar ve iklim değişikliğinin getirdiklerine kırılgan ve açık bırakmak konusunda karar vermek zorunda oldukları bir yol ayrımındadır. Küresel sıcaklık artışını 2050 yılına kadar 1,5C’nin altında tutmak için zaman azalırken, iklim krizini ele almaya yönelik iddialı iklim eylem politikalarını uygulamaya koymak, acil ve yaşamsal bir hale gelmiştir. Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) gibi küresel aktörler, onlarca yıldır acil iklim eyleminin zorunlu olduğunu savunmaktadır. Ne yazık ki, ulusların ortaya koyduğu planlar ve taahhütler, bu hedefi gerçekleştirmek ve dolayısıyla yüzyılın ortasına kadar iklim nötrlüğe ulaşmak amacıyla emisyon ve uyum açıklarını kapatmak için halâ yetersizdir. Bu da, daha zamanlıca atılmış, daha etkili ve daha verimli iklim eylemine yönelik savunuculuğa ulusal ve yerel düzeyde duyulan ihtiyacın halâ büyük olduğunu göstermektedir. COVID-19 küresel salgını, sistemsel şokun küresel etkilerini gösteren “canlı” bir deney olmuştur. Bundan çıkışın tek yolu yeşil yolun seçilmesidir. Hepimiz, artık “aynı tas aynı hamam” anlayışıyla devam edemeyeceğimizi kabul etmek ve “Yeni Bir Yaşam İnşa Etmek” için bir sonraki aşamaya geçmek zorundayız. 2050 yılına kadar 1,5C’nin altında kalmak Yeni Yaşam’ın olmazsa olmazı ise, Küresel Amaçlar ve Yeşil Mutabakat da bunu inşa edecek yapı taşlarıdır. Bu fırtınada hepimiz sarsılıyorsak, tüm paydaşlar bu değişimi sahiplenmek ve bu krize karşı koymak zorundadır” dedi.