Kayseri tarihini 6 bin yıl önceye dayandıran arkeolojik keşif ve belgelerin gün ışığına çıkarıldığı ve ’Anadolu tarihinin başladığı yer’ olarak bilinen Kültepe Kaniş-Karum Ören Yeri’nde bulunan tabletler, özellikle dönemin ticari hayatı hakkında bilgiler veriyor. Yapılacak olan proje ile kazılarda gözle görülemeyen ağaç, kemik, toprak kalıntıları da analiz edilerek cevap alınamayan birçok bilgi çıkarılmaya çalışılacak.
Kayseri-Sivas kara yolu üzerinde bulunan Kültepe-Kaniş-Karum Ören Yeri’nde Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu başkanlığındaki kazı çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle devam ederken, elde edilen keşifler tarihe ışık tutuyor.
Kazı çalışmalarında ortaya çıkartılan tabletler Anadolu’nun tarihine ışık tutarken, İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ünal Akkemik tarafından başlatılacak proje ile analiz edilecek kalıntılarla da merak edilen birçok bilgiye ulaşılması hedefleniyor. Ağaç, kemik, toprak gibi kalıntıların analiz edileceğini ve ortaya çıkacak sonuçlarla da cevap alınamayan birçok bilgiyi çıkarmaya çalışacaklarını ifade eden Kültepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, "Bu sene yaptığımız çalışmalar sırasında arkeolojinin dışında yine arkeolojiyle bağlanabilecek bir çok çalışma da yapıldı. Bunlar arasında İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ünal Akkemik Hocamızın bölgede yaptığı bir çalışma var. Bu çalışma ağaç fosilleri ile ilgili bir çalışmaydı. Bu çalışma sırasında yine Kültepe’de de mevcutta bildiğimiz birçok yanmış ağaç ve yapıların içindeki ahşap dokuyu da inceleme fırsatı bulduk. Yeni bir proje başlayacak, tüm Kültepe’de şimdiye kadar gönderilmiş veya yerinde korunmuş olan birçok ağacın çeşidi ve bu ağaçlara bağlı olarak dendrokronolojik çalışma yapılıyor. Dendrokronoloji, ağaç halkalarının sayılarak iklim değişikliğinin tespit edilmesi üzerine gelişmiş bir bilim dalıdır. Kazılar sırasında en büyük incelenen malzeme tabletlerdir, yazılı belgelerdir. Bu tabletler sayesinde gerçekten de Anadolu’nun tarihini öğrenmiş oluyoruz. Ama bu yetmiyor, bazı şeyler sınırlı. Bizim tabletlerin yüzde 99’u ticaret üzerine kurulmuş. Dolayısıyla diğer konular hakkında çok bilgimiz yok. Tabletlerin söylemediği, arkeolojik olarak insan gözüyle göremediğimiz veriler var. Botanik, bitki, toprak ya da kemik kalıntılar olmak üzere görünmeyen veriler vardır. Çıplak gözle göremezsiniz ama bunlardan çok önemli bilgiler elde etmek mümkün. Dolayısıyla bu sene yine benzer şekilde bilim dallarından faydalanarak bizim sorduğumuz ama cevabını alamadığımız birçok bilgiyi bunlardan çıkarmaya çalışacağız. Özellikle de bitki kalıntıları, kömür kalıntıları, kemik kalıntılarının incelenmesiyle bu bölgenin bitki örtüsünü kimliklendirmek mümkün. Aynı şekilde kemik kalıntılarından eski çağlarda bu coğrafyada yaşayan hayvanların isimlerini de öğrenmek mümkün oluyor. Bizim çıplak gözle göremediğimiz ya da yazılı belgelerde kaydedilmeyen birçok bilgi bu analizler sonucunda ortaya çıkıyor" dedi.