Tarih: 22.07.2020 09:36

Laiklik çağdaşlaşmanın temelidir

Facebook Twitter Linked-in

ADD Kayseri Şube Başkanı KEMAL CEYLAN ;

19 Mayıs 1919 tarihinde Ulu Önder Mustafa Kemal ‘ in Samsun ‘ a ayak basmasıyla başlayan ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞI , 24 Temmuz 1923 tarihinde , Lozan Barış Antlaşması ‘ nın imzalanması ile sonuçlanmış , bu suretle ülkemizin KURTULUŞU tamamlanmıştır.

1-Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında belirtilen değiştirilmesi talep dahi edilemeyen maddeler milli birlik ve bütünlüğümüzün güvencesidir.

Türkiye Cumhuriyeti üniter sosyal hukukun üstünlüğüne dayalı laik ve demokratik bir ulus devletidir.

Kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarıdır.

Lozan Barış Antlaşması , SEVR ‘ e verilen en güzel yanıt , bağımsızlığımızın tescili ve TÜRKİYE CUMHURİYETİ ‘nin TAPU SENEDİ ‘ dir.

Sevr Antlaşması ile toprakları parçalanıp yok edilmek istenen bir ulus , Kurtuluş Savaşı ve sonrasında , dünyanın emperyal güçlerine büyük uğraşlar sonucu kabul ettirdiği Lozan Antlaşması ile , yok edilemeyeceğini , yıkılamayacağını ve emperyalizme teslim olmayacağını bütün dünyaya göstermiştir . Emperyal güçlere karşı verilen ve kazanılan bu savaşım , diğer mazlum ülkelere de örnek olmuştur.

Temmuz ayının Türkiye Cumhuriyeti içerisindeki önemi büyüktür.Türk Birlikleri 5 Temmuz 1938 te Suriye ye girmiş ve Hatay bölgesi ülkemize katılmıştır.

20 Temmuz 1936 yılında Türkiye boğazlar antlaşması yaparak boğazlardaki egemenliğini kesinleştirdi.

Yeri gelmişken şunu da belirtmekte yarar var :

Lozan Antlaşması bir süreyle sınırlı değildir.Bazı art niyetli kişilerin uydurma beyanları kimseyi yanıltmasın.”Lozan Antlaşmasının kesinlikle hiçbir gizli maddesi yoktur.” 2023 Cumhuriyet’imizin yüzüncü yılıdır.Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti var olduğu müddetçe Lozan Antlaşması hükümleri de var olacaktır.

Son yıllarda , ülkemiz ve rejimimiz üzerinde bir takım oyunlar oynanmaktadır. Dinci kesimin bir kanadı tarafından laik , demokratik , sosyal bir hukuk devleti olduğu Anayasa ‘ sında yazılı olan Türkiye Cumhuriyeti ‘ ni yıkmak için bir darbe [kalkışma] girişimi yapılm ıştır.

2-Yok edilmek istenen ilkelerin başında laiklik gelmektedir.Laiklik çağdaşlaşmanın temelidir.Demokrasinin temel şartıdır.İnançların diğerleri üzerinde baskı kurmadığı eşitlikçi özgürlükçü toplum lailik olmazsa olmazıdır.Laiklik karşıtlığı Atatürk ve Cumhuriyet karşıtlığı Ulusal bütünlüğümüzü tehdit etmektedir.

Laikliğin olmadığı bir ülkede, kadın hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü eşitlik ve özgürlük olamaz.İnsan kavramı yoktur, birey ve yurttaş yoktur.Çağdaş ve evrensel değerler olamaz.Laikliğin bir tanımında sözünün altında yatmaktadır.

 

Uzantılarının bir kısmı ABD de olmak üzere Osmanlı devletini hasta adam olarak niteleyen Avrupa da ki emperyalist devletlerin de destekleri ile kendilerini FETO diye adlandırılan bir gurup tarafından 15 TEMMUZ 2016 da başlatılan girişim sağ duyulu; ülkesine , rejimine ve atasına bağlı güçler başta olmak üzere halkımız tarafından , başarısızlığa mahkum edilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti kendisini parçalamak isteyen kişiler devletler ve onların işbirlikçileri tarafından doğudaki Tunceli ilimiz belediye meclisi toplantısın da ilin adını dersim adı verilmesi kararı aldırarak yeni nabız yoklamaları yapmaktadırlar.

 

3-Ayosafyanın ibadete açılması =Atatürk ün kurduğu Ulu Devlet modelinin tavsiye edilmesidir.Hukukun siyasete alet edilmesi de ülkenin temel sorunları ekonomik kriz ve işsizliktir.

Temel konu Ayasofyanın üzerinden Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığı yapılmasıdır.Bu durum kaygı vericidir.

KAYSERİ ŞUBESİ

16/04/1993 Tarih ve 21554 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu’nun 28/03/1993 tarih ve 93/4239

sayılı kararı ile “Kamu Yararına Çalışan Dernekler” arasına alınmıştır.

Ayosofya’nın müze yapılmasının temeli yeni kurulan Cumhuriyetin dünyaya verdiği kardeşlik ve barış mesajıdır.Avrupa’nın 1930 lu yıllarda faşist ve baskıcı yöneticilerin iktidarı ele geçirmelerine karşı 24 Kasım 1934 Ayasofya’nın müze yapılması kararını imzalaması insanlığa ders verme amacı gütmektedir.Bizler , Atatürkçü Düşünce‘yi savunanlar olarak , demokrasiye , halk iradesine , seçimle gelen ‘ in seçimle gitmesi gerektiğine inanıyoruz.Yani , nereden gelirse gelsin , yapan kim olursa olsun , her türlü darbeye karşıyız .Lozan ‘ da kazandığımız ,bağımsızlık ve özgürlüğümüzü hiçbir şekilde kaybetmek istemiyoruz. Başarısız darbe girişimi bahane edilerek ; laik , demokratik , sosyal bir hukuk devleti ilkelerinin aşındırılmasını ve yok edilmesini istemiyoruz.Her türlü diktaya karşı olduğumuzu yeniliyoruz.Lozan Antlaşması ‘nın 97‘ nci yıldönümü nedeniyle , başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere , Lozan ‘ ın baş delegesi İsmet İnönü ve diğer delegeleri saygıyla anıyor , onların yolunda gideceğimizi ve eserlerine sahip çıkacağımızı bir kez daha halkımıza duyurmak istiyoruz.(kurum haberi)

 

 

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —