(Özel) Emine hemşirenin pandemi servisinde hüzünlü iftarı
Kayseri Şehir Hastanesi’nde pandemi servisinde çalışan 29 yıllık hemşire Emine Altunal, ailesinden uzak hastanede iftar yapmanın hüznünü yaşıyor. Orucunu açarken bile hastalarını düşünen Altunal, “Küçük çekirdek ailemize bile kavuşamaz olduk” dedi.
Kayseri Şehir Hastanesi, korona virüsle mücadelesine hız kesmeden devam ediyor. Kayseri’de korona virüsle mücadele de yükün büyük kısmını omuzlayan Kayseri Şehir Hastanesi çalışanları da hastalara şifa olabilmek için büyük fedakarlık sergiliyor. Pandemi servisinde çalışan 48 yaşındaki 29 yıllık hemşire Emine Altunal da, Ramazan ayında ailesinden uzakta iftar açmanın hüznünü yaşıyor. Nöbetlerinde servisinde kalan hastalarla yakından ilgilenen Altunal, ezanın okunmasıyla birlikte orucunu açarken bile hastaları düşünüyor.
İftarını İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabiri ile birlikte açan hemşire Emine Altunal, “29 yıllık hemşireyim belki hastane kapsamında en ağır denilebilecek yerlerde çalıştım. Yoğun bakımlarda, kardiyolojide, onkoloji de çalıştım. Pandemi de yorulduğum ve tükendiğim kadar hiçbir yerde yorulmadım ve tükenmedim. Siz bir tek maskenin altından nefes alamıyorsunuz ama biz burada 4-5 tane maske takarak çalışıyoruz. Bazen ‘hepsini çıkarayım, ne olacaksa olsun’ diyorum ama evdekiler düşünüyorum. Çocuğumu düşünüyorum. Onun yanına daha temiz gideyim ve hastalık götürmeyim diye maskeyi çok takıyorum” ifadelerini kullandı. Vatandaşlara uyarılarda bulunan Altunal, “Asla ‘bana bir şey olmaz’ demeyin. Çünkü oluyor. Gerçekten oluyor. Buradaki hastalarımız birkaç gün geçtikten sonra kendileri ‘çok pişmanım, bana bir şey olmaz dedim, hiçbir şeye dikkat etmedim. Başıma bunlar geldi. Şu çektiğim ağrıların yüzde 1’ini çekeceğimi söyleselerdi asla tedbirsizlik yapmazdım’ diyorlar. Hastalardan bunu birebir duyuyoruz. Özellikle tekrar söylüyorum, maske, mesafe ve temizlik” dedi.
“Küçük çekirdek ailemize bile kavuşamaz olduk”
Orucunu ailesinden ayrı açmanın buruk olduğunu dile getiren Emine Altunal, “Çok acı bir duygu. Her zaman ‘eski Ramazanlar’ diyorduk. Eski Ramazanları da geçtik. Küçük çekirdek ailemize bile kavuşamaz olduk. Çünkü arkadaşlarımız bir bir pozitif oluyorlar ve çok ağır atlatanlar oldukça sayımız azalıyor ve daha çok nöbete gelmek zorunda kalıyoruz. Nöbete geldikçe de aileden uzak iftarlarımız ve sahurlarımız çoğalıyor. Burada yarım yamalak iftarlar oluyor. Yemeğe başlıyorsun ve çorbayı daha bitirmeden hastanın birinin ateşi çıkıyor ve ona koşuyorsun. Başka bir hastanın ihtiyacı oluyor ve ona koşuyorsun. Yemek de parça parça olunca iftarında bir anlamı olmuyor. Bunlara rağmen sonuna kadar mücadelemiz devam ediyor ve etmeye de devam edecek” şeklinde konuştu.