Polinöropatinin 4 önemli belirtisi

Polinöropatinin 4 önemli belirtisi

Polinöropatinin 4 önemli belirtisi

Memorial Kayseri Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Nergiz Hüseyinoğlu, polinöropati ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
İnsan vücudunu bir ağ gibi saran sinir sistemi diyabet, kanser ve romatizma gibi hastalıkların etkisiyle hasar görebiliyor. Polinöropatiye bağlı olarak ortaya çıkan sinir sistemindeki bozulma, vücudun en uç noktalarındaki el ve ayaklarda uyuşmayla kendini belli ediyor. Polinöropati sonucunda ortaya çıkan hastalığın tedavi edilebilmesi için altta yatan rahatsızlığın belirlenmesi önem taşıyor.

Sinirler işlevini kaybediyor
Periferik sinir sisteminin bir bölümünü oluşturan sinirlerin birkaçında aynı zaman diliminde oluşan hasara polinöropati denmektedir. Vücuttaki sinirlerin işlevlerini kaybetmesine neden olan bir hastalık olan polinöropatide, nörolojik kayıplar ortaya çıkmaktadır. Sinir sistemi merkezi, sinir sistemi ile periferik sinir sisteminden oluşmaktadır. Periferik sinir sistemi, omurilikten çıkan sinir kökleri, sinir yumaklarını (pleksuslar) ve periferik sinirlerle uzuvlara ve organlara uyarıları taşıyan sinir ağıdır. Bu sorunun neden olduğu sinirlerdeki bozulma genelde beyne en uzak uçtan başlar. Ayak ve el parmaklarında başlayıp, yukarı doğru uzayan his kaybı ile ayak ve el kaslarında hareket azalması nedeniyle tablo daha da kötüleşir. Poli, çokluğu ifade ederken, nöro sinirler, pati de hasar anlamına gelmektedir. Yaş ilerledikçe polinöropatinin görülme sıklığı da artmaktadır.

En yaygın nedeni şeker hastalığı
Polinöropatinin oluşumunda altta yatan birçok neden vardır. En yaygın sebeplerinden biri şeker hastalığıdır. Bunun dışında diğer metabolik, enfeksiyoz ve genetik hastalıklarda da polinöropati görülebilmektedir. Ayrıca aşırı alkol tüketimi, kanser hastalarının tedavisinde kullanılan kemoterapi ilaçları, kanser, enfeksiyon, böbrek ve karaciğer yetmezliği ile ağır metal zehirlenmesi gibi çeşitli nedenler polinöropatiye neden olabilir. Polinöropatinin teşhisi hastanın şikayetleri, klinik muayenesi, laboratuar tetkikler ve EMG (elektromiyografi) testi ile konur. Polinöropati teşhisinde EMG vazgeçilmez bir tanı yöntemidir. Bu yöntemde hastanın kol ve bacaklarına kablolar bağlanarak ve düşük dozda elektriksel uyarılar verilerek, periferik sinirlerin kalınlığı, sinir kılıfının hasarlı olup olmadığı, sinirin elektriksel akımının normal olup olmadığı değerlendirilir. Gerektiğinde polinöropati hastalarında ayrıcı tanı amacıyla EMG testi sırasında iğne de kullanılarak, kasların durumu değerlendirilmektedir.

Belirtiler dikkate alınmalı
Polinöropatisi olan hastaların el ve/veya ayaklarında uyuşma, keçeleşme, yanma, hissizlik veya ağrı olabilir. Bu hastaların el ve ayaklarında kuvvetsizlik, yürüme bozukluğu, elleri yumruk yapamama gibi kas kuvvetinin ilgilendiren belirtiler de görülmektedir. Hastalıktan etkilenmiş bölgelerde kas erimesi, geç iyileşen yaralar, kol veya bacak kıllarında dökülme, el ve ayaklarda şekil değişikliği (deformasyon), tırnaklarda değişiklikler veya kopmalar olabilir. İleri düzeyde polinöropatisi olan hastalarda ayaklarda yatak yaralarına benzer yaralar ve hatta kangren gelişebilmektedir.

Tedavide altta yatan neden önemli
Polinöropatinin tedavisi altta yatan nedenlere bağlı olarak gerçekleştirilir. En sık gördüğümüz polinöropati çeşidi diyabet yani şeker hastalığına bağlı olduğu için, burada öncelikle kan şekerini kontrol altında tutmak önemlidir. Şeker hastalığı söz konusuysa hastanın şikayetlerine yönelik olarak gerekirse ağrı kesici özellikli ilaçların ve sinir hasarını onarabilecek ilaçların kullanılması önerilir. Buna benzer şekilde, kronik böbrek yetmezliğinde de gördüğümüz polinöropatiler metabolik sebeplere ve vücutta biriken toksik maddelere bağlıdır. Bu maddeleri vücuttan uzaklaştırmak amacı ile verilen ilaçlar ve gerekirse diyaliz işlemi, polinöropatinin iyileşmesine katkıda bulunmaktadır. Genetik polinöropatilerde maalesef etkili bir tedavi bulunmamaktadır ve tedavilerin çoğu halen deneysel aşamadadır. Burada hastaya özel fizik tedavi ve hastanın şikayetlerini azaltmak için semptomatik tedavi uygulanabilmektedir.