KADINA ŞİDDETİN İYİ HALİ OLMAZ
KADINA ŞİDDET İNSANLIK SUÇUDUR
ŞİDDETİN ASLA BAHANESİ OLAMAZ
Kadın İşbirliğini Geliştirme Derneği (KİGDER) Başkanı Dr. Sema Karaoğlu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle bir mesaj yayımladı. Kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığına dikkat çeken Dr. Sema Karaoğlu, Denizli'nin Pamukkale ilçesinde kız arkadaşı Cennet Tuğba Tokbaş'ı elleriyle boğarak öldürdüğü gerekçesiyle tutuklu yargılanan Recep Eray Hakver'in müebbet cezasının iyi hal indirimi sonrasında 25 yıla düşürülmesine de tepki gösterdi. Karaoğlu, "Kadına şiddetin iyi hali olmaz ve olamaz. Kadına yönelik şiddet insanlık suçudur ve şiddetin asla ama asla bahanesi yoktur" dedi.
KADINA ŞİDDET HER GEÇEN GÜN ARTIYOR
Kadın İşbirliğini Geliştirme Derneği (KİGDER) Başkanı Sema Karaoğlu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle bir mesaj yayımladı. Kadına yönelik şiddetin her geçen gün artığına dikkat çeken Karaoğlu, bunun önüne bir türlü geçilemediğini belirtti. Karaoğlu, “Kadına şiddet her geçen gün artıyor. Şiddetin boyutu her geçen gün çoğalıyor.Kadın caddede, sokakta, evde, iş yerinde tacizin, tecavüzün, istismarın, horlamanın,ötekileştirmenin, eşitsizliğin değişmeyen figürü olmaya devam ediyor. Dünyada milyonlarcakadın, şiddete, baskıya, tecavüze, tacize ve adaletsizliğe maruz kalıyor. Dünyada her gün 137 kadın en yakınları tarafından öldürülüyor. Şiddetin şekli ve şeması değişse de mağduru değişmeyerek hep kadın oluyor. Kimi en sevdiklerinin, kimi saplantılı kişilik bozukluğu yaşayanların, kimi ebeveynlerinin kimi eşlerinin sözlü ve fiziksel saldırısına uğruyor ve bunların bir kısmı yaşamını yitiriyor'' dedi.
BOĞUYOR, ÖLDÜRÜYOR VE İYİ HAL İNDİRİMİ ALIYOR
Dr. Sema Karaoğlu, kadına yönelik şiddetle mücadelenin de samimi ve gerçekçi olmadığını verdiği örnekle anlattı. Karaoğlu, "Bakın, Denizli'de genç kızımız Cennet Tuğba Tokbaş'ı elleriyle boğarak Recep Eray Hakver, yargılandı ve Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesi sanık Hakver'e 'kasten öldürmek' suçundan önce müebbet hapis cezası verdi. Bundan sonra mahkeme heyeti skandal bir karar aldı ve cinayet zanlısının sabıkasının olmaması, olaydan sonra teslim olması ve suç sonrası gösterdiği olumlu davranışlar nedeniyle takdir indirimi uyguladı. Takdir uygulaması sonrası katile verilen müebbet ceza 25 yıl hapis cezasına çevrildi. Hadi gelin de bu hakimlerle bu mahkemelerle kadına şiddeti önleyin. Ne demek 'İyi hal indirimi'. Bu kararı verirken, 'Türk Milleti adına' nasıl dediniz. Hiç mi vicdanınız sızlamadı! Hiç mi vahşice yöntemle öldürülen kızı, kendi kızınız yerine koymadınız. Hiç mi vicdanınızın sesini dinlemediniz. Bakın, benzer bir cinayet davası da Çorum'da görüldü. Çorum'da dini nikahla birlikte yaşadığı Aslıhan Dal'ı boğarak öldüren tutuklu sanık Polat Hatal'a, indirim uygulanmadan ömür boyu hapis cezası verildi. Ey hakim bey, senin hiç mi vicdanın sızlamadı. Çorum'daki de hakimsiz de hakimsiniz. Niye böyle vicdanları kanatan kararlara imza atıyorsunuz. Planlıyor, eve çağırıyor, boğarak öldürüyor, evden çıkarken kediye mama bırakıyor, kameralara el sallıyor ve müzik dinleyerek olay yerini terk ediyor. Bu kadar vahşice bir tutum sergileyen bir caniye siz 'İyi Hal İndirimi' uyguluyorsunuz. Batsın sizin verdiğiniz karar. Peki biz kadınlar, böyle bir hukuk sisteminin olduğu ülkede daha ne kadar öleceğiz. Bu hukuk sistemi ile daha ne kadar caniye iyi hal indirimi
uygulayacaksınız. Böyle hakimleri olduğu bir ülkede, böyle hukuk sisteminin olduğu ülkede nasıl kadına yönelik şiddeti engelleyeceksiniz" dedi
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ KALDIRARAK ŞİDDETİN ÖNÜNÜ AÇTINIZ
Kigder Başkanı Dr. Sema Karaoğlu, İstanbul Sözleşmesinin yürürlükten kaldırılmasına da tepki gösterdi. İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlükten kaldırılmasının iyi bir durum olmadığını belirten Dr. Karaoğlu, ''Tüm Dünya'da olduğu gibi Türkiye'de de kadına yönelik şiddet her geçen gün artıyor. Bakın, dün İstanbul'da ve yüzlerce insanın taşındığı metro içinde Emrah Yılmaz adlı bir cani kadına bıçak çekti, hakaret etti ve tehdit etti. Hayatımızın her alanında var olan şiddet azalmak yerine artıyor. İktidar ise şiddeti önlemek için tedbirler geliştireceğine bununla mücadele için kabul edilen İstanbul Sözleşmesini yürürlükten kaldırıyor. Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesinden çıkması ile birlikte kadına yönelik şiddet zirve yaptı. AKP iktidarı sözleşmenin iptali ile değirmene su taşıdı ve şiddeti artırdı." şeklinde konuştu.
ARTIK ŞİDDET SON BULSUN
Karaoğlu, "Hayatımızın her döneminde sevgi ve özveriyle bize destek olan kadınlarımız, kimimizin annesi, kimimizin eşi, kimimizin sevgilisi, kimimizin kız kardeşi. Hayatımızın her alanında bulunan kadınlarımız el üstünde tutulmayı hak ediyor. Ama maalesef aile içi şiddet başta olmak üzere toplumsal yaşamın her alanında çeşitli bahanelerle kadınlarımız öldürülüyor, sözlü ve fiziksel olarak şiddete maruz kalıyor. Bu yetmezmiş gibi bir de mahkemeler verdikleri kararla bir kez daha kadınlarımızı öldürüyor. Eğer samimi isek ve kadına yönelik şiddeti durdurmak istiyorsak mutlaka kadınlarımızın ve kadın örgütlerimizin talepleri, istekleri ve şikayetleri dikkate alınmalı. Tüm kurum ve kuruluşlarımızla sözde değil özde bu sorunla ilgilenmeli ve çözüm arayışlarına odaklanmalıyız. Hiçbir gerekçe kadına yönelik şiddeti haklı kılamaz. Ve hiçbir gerekçe de kadına yönelik şiddet sonrası iyi hal indirimi olarak değerlendirilemez. O yüzden gerçekten ve samimi olarak kadına yönelik şiddeti önlemeye yönelik çalışmalar yapmak zorundayız. Hepimiz el ele verirsek, STK'sıyla, kamu kurumuyla, siyasilerle bu şiddeti bitireceğimize inanıyorum. Bu duygu ve düşüncelerle tüm kadınlarımızın mutlu, sağlıklı ve sevgi dolu bir dünyada hiçbir şiddete maruz kalmadan yaşamalarını diliyor, sevgi ve saygılar sunuyorum''ifadelerine yer verdi.