Şaban Külhancıoğlu


AH ŞU GAVURLAR!

AH ŞU GAVURLAR!


'Gavur' kelimesinin anlamını özellikle araştırdım.

Google 'Gavur'u tam da bizim anlamına uygun kullandığımız gibi; müslüman olmayanları aşağılamak için kullanılan bir kelime olarak açıklıyor.

Gavur kelimesi, Osmanlı devletinde Farsca 'Gebr'sözcüğünden dilimize girmiş.

Balkanlardaki bir çok toplumda kullanılmaktadır.

Kabul edelim ki kaba ve aşalayıcı nitelik taşıyor.

Batıya,Hiristiyanlara ve bilumum müslüman olmayanlara bir tepki olarak içimizi boşaltmaya birebir seçilmiş sanki.

Hatta...

Kendi içimizde dahi canımızı yakan olay ve kişilere karşı kullanmaktan kaçınmıyoruz.

''Gavur oğlu gavur''''Gavur gibisin''''Gavurun dölü''''Gavurmusun nesin'' gibi...

İşin özü bizden olmayan bizim gibi inanmayanlara karşı bir aşağılama ifadesidir vesselam.

İyi tamamda...

Yaşadığımız yeryüzünde gavur diye yaftaladığımız,beğenmediğimiz,küçümsediğimiz hıristıyan,batı alemi olmasa

insanlığın hali nice olurdu acaba, hiç düşündük mü!

Bilhassa müslüman aleminin...

Yediğimiz içtiğimizden tutun,kullandığımız alet edevata kadar...

İnsanlığın istifadesine sunulmuş her türlü gelişmeyi o beğenmediğimiz,aşağıladığımız 'Gavurların' katkısına borçluyuz diye düşünüyorum.

Sağlıkta,insan haklarında,teknolojik refahta,sosyal ve siyasal standartlarda son iki yüz yıldır batı alemi bize yön gösterici olmuştur.

İlimde ve bilimde bugün gelinen nokta akıllarımızı zorlayacak seviyeye gelmiştir.

Hiç uzağa gitmeden kendi hayatımdan örnekleme yapacağım.

Yirmi beş senedir şeker hastası olarak gavurların icat ettiği insülün ve diğer ilaçlarla hayatımı sürdürebiliyorum.

Yine yirmi yıldır bir kronik kalp hastası olarak son on yıldır takılan kalp pili sayesinde ayaktayım.

İki yüzyıl önce batı aleminin insanlığa armağan ettiği arabayı kullanıyorum.

Cep telefonu ve bilumum elektronik aletlerle hayatımı daha müreffeh hale getiriyorum.

'Gavur'un insanlığa sunduğu makine ve techizatlarla ameliyat dahil (Rontgen,MR,Ultrason...)her türlü operasyonlardan yararlanarak sağlığımı koruyabiliyorum.

Bundan 50-60 yıl önce verem,tifo gibi hastalıklardan insanlık tükenirken şimdi bu hastalıkların adını bile unuttuk Madem Kuri,Pastör gibi hıristiyanların buluşları sayesinde.

Ortalama 40-50 yaş olan insan ömrü bugün 70-80 yaş sınırına bu gavurların tıp ilmindeki çabaları ile gelmiştir.

Dahası...

Sosyal,siyasal,sendikal haklar alanındaki tüm gelişmeler batıdan örnek alınarak hayatımıza girmiştir.

Daha düne kadar sokak ortasında tozun toprağın içerisinde kurbanlarımızı keserken Avrupa uyum yasaları gereği hijyenik mekanlara taşımak zorunda kaldık.

İlo çalışma standartları sayesinde çalışma hayatımız yasal güvencelere kavuşabilmiştir.

Sendikal haklar hakeza...

ISO standartlarını batı sayesinde bilir olduk.

Örnekleri çoğaltabiliriz.

Benim kastım doğu-batı,müslüman-hırıstiyan çatışması yapmak asla değildir.

İyi-kötü rekabetide bence doğru değildir.

Aslolan dünyaya,meselelere objektif bakabilmektir.

Uluslararası ülkelerin menfaat çatışmalarını (sömürü,işgal...)ayrı değerlendirip...

Dünyadaki olup bitenleri her türlü din,mezhep,ırk,renk anlayışının üstünde görebilmektir.

Dünya halklarının hiç birisinin dünyayı idare eden sömürgeci yönetimlerden ayrı ve masum olduklarını düşünebilmektir.

Bana göre farklı dini inanç,ırk ve renkten hiç bir topluluğu ve halkları toptancı bir yaklaşımla dışlamamalıyız.

Yahudi,Ermeni,Hırıstiyan,Arap,Türk,Kürt diyerek.

Tek eleştirimiz halkları yöneten yönetimlere olabilir.

Kötü yönetimler kötü ebeveynler gibi kardeşi kardeşe düşman etmekten menfaat sağlayabilirler.

Tarih bunun örnekleri ile doludur.

Halklar birbirine düşman edilerek savaşlarla yok edilmiştir.

Gazze olayında halkların masum olduğunu ortaya koyan ibret alınacak olaylar yaşanmıştır.  

Tıpkı;Amerikada Amerikalı gençlerin,İsrailde İsrail halkının 'Gazze Katliamını'protesto ettikleri gibi...

Bu sebeple dünya halkları olarak birbirimize boşuna 'Gavurluk'yapmayalım!

Saygılarımla...